1 Nisan 2012 Pazar

NİGOGOSYAN



PierreFournie,Pablo Casals,Isaac Stern,Gaspar Cassado,Gibi efsanevi Virtüözlerin Lüthiyesi Amerikan Keman Derneği nin kurucularından VAHAN YETVART NİGOGOSYAN Yaşasaydı 14 şubatta (2012) 102 Yaşına basacaktı. 1940 larda Tünel Meydanında açtığı,1970'lerde New York'taki Carnegie Hall'un karşısına taşıdığı ''Stradivarius Atölyesi''nde nadide çalgıları onarırdı. 65 yılda değerleri 1 ila 5 milyon dolar arasında değişen (2006 fiyatı)Tam 72 Strad ve sayısız orta değerde enstruman geçtielinden.Hayali İstanbul Konservatuarı'nda Enstruman Yapımcılığı Bölümünü kurmaktı .''Ermenisin,olmaz''dendiği için1958 de Amerikaya yerleşti.Meslek sırrı kavramından nefret etmesi,Oberlin Konservatuarı'nda ABD'nin ilk çalgı restarasyon kurslarını başlatması,bilgisini gençlerle paylaşması onu mesleğinin zinvesine taşıdı.Ödüller kazandı.Doğduğu Toprakları hiç unutmadı.Nigo Usta hayatındaki en mutlu anlar,New York'taki Ermeni dostlarıyla buluştuğu,İstanbul'u andığı yemekli toplantılardı.Rakısından bir yudum alıp ,arkasına yaslanır,mutluluğunu Türkçe ifade ederdi.''İyiki Doğmuşuz''İşte türkiyenin Yetiştirdiği En Büyük Lütiyenin İstanbuldan Nw York'a uzanan başarılarla dolu öyküsü...                                                                            
 Eğitimci bir ailenin oğluydu Vahan Yetvart Nigogosyan.Amerikalı Pedegog John Devey'den etkilenen babası aram Nigogosyan,Ermeni okullarında bir çok yeniliği başlatan kişiydi. Çocuklara Meslek kazandıracak Marangozluk,Ayakkabıcılık gibi dersleri,sporu, kızlı erkekli sınıfları 1900 lerin başında Müfredata o sokmuştu.Öğretmenliğinde Muhafazakarların hışmına uğrayıp,Sakız a sürgüne gitmiş,müdürken işinden olmuştu.                                                                                                    Eşi Madam Roz da öğretmendi.Samsundaki okulda tanışıp evlenmiş 1909 da Adanadaki Artanyan Ermeni Okulınun kadın ve erkek bölümü yöneticiğiline atanmışlardı.Kanlı Adana olayları sırasında bir pamuk fabrikasına sığınıp kurtuldular.Yeni doğan oğulları Vahan açlıktan öldü.Çift İstanbul a geldi İstanbulda Aramyan Okulunu kurdu.KIsa süre sonra Nigogosyan,Kurtuluştaki Karagözyan Yetimhanesi'nin müdürlüğüne getirildi.                                                                                         14 Şubat 1910 da bir oğulları daha doğunca adını Vahan koydular.Sonraki yıllarda aileye katılan oğulları Goryun,Doktor olacak.Bursa senatoryumunun Başhekimliğini yapacaktı.Kızları Anahid ise     öğretmenliği seçecekti.  Vahan Müziğe meraklıydı. Karagözyan da Keman ve Gitar çalmayı öğrenmişti.İk okulu bitirdiğinde bir keman alınmasını istedi. Aile çok zor koşullarda yaşıyordu.Babası.''Malzemesini alırım,Marangozluk derslerinde öğrendiklerinle kendin yaparsın''dedi Vahak'ın yaptığı kemanı amatör lutiye dostu Kürkçüyan a gösterdi.Gördüğüne şaştı.     Kürkçüyan:''kenar flato çalışmasına nasıl bu kadar güzel yapmış bravo vallahi''Aslında eczacıydı Kürkçüyan.Galatasaraydaki eczanesinin yakınında birde Enstruman atölyesi vardı.Keman,Viyolonsel yapar.eskileri tamir ederdi.O kadar meraklıydıki bu işe 1925 te Stradivarius Atölyesinden kalma ağaçlar açık artırmaya çıkarıldığında Kürkçüyan işini bırakıp İtalyanın yolunu tutmuştu.Oradan getirdiği akçaağaç ve ladinlerle birçok enstruman yaptı.                                    THİBAUD ONU VATELOT A TAVSİYE ETTİ                                                                                                                                       Vahan enstruman yapımcılığını çok sevdi.15 yaşında okulu bırakıp çıraklığa başladı.Ustası Kürkçüyan ona stradivarius'un Hayatı adlı fransızca bir kitap vermişti.Babasından öğrendiği fransızca ile bir solulta okudu.400 sayfalık kitabi el yazısı ile kopyaladı.Ve hayatı boyunca sakladı.                                                                                                                                                    İlk yaptığı kemanlar, ustası kürkçüyan ı bile şaşırtacaktı.O günlerde ünlü Fransız kemancı JacquesThibaud,İstanbul a konser vermeye gelmişyi.Kürkçüyan,Çırağını alıp konsere gitti.Kuliste yaptığı kemanıThibaud'ya gösterdi.Ünlü kemancı ,Vahana Marcel Vatelot gibi büyük ustalarla çalışmasını önerdi.''paris e döndüğümde ona senden bahsedeceğim'' dedi.Vahan ,Marcel Vatelot a mektup yazdı.Kendini tanıtıp öğrencisi olmak istediğini belirtti.Aksi bir ustaydı Vatelot kolay çırak kabul etmezdi.Vahan telkinde bulınmaları için paris'in ermeni cemaatinden  hatırlı isimlerede haber gönderdi.''ücretli kurslara katılabilirsin ancak''cevabını alınca babasının verdiği bir altınla vapu a bindi.Paris'in yolunu tuttu.                           Yıl 1929 du 19 yaşındaydı.Vatelot atölyesinde ustanın oğluyla birlikte mesleği öğrenmeye başladı.Gizlenen meslek sırlarını gözlemle keşfedecekti.Stradivarius,Guarnerius yapımı nadide kemanlara ilk kez burada dokundu.Çıraklığa geçtiğinde maaşı okadar azdıki,sefalet içinde yaşıyordu.Ev sahibine görünmemek için çok geç saatte dönerdi odasına.geceleri odasında ayakkabı,akide şekeri,helva,sucuk,pastırma yalancı dolma imal edipErmeni cemaatine satar ,harçlığını çakarırdı.Çekingen,Heyecanlıydı.Bir gün yemek davetine gittiği patronun evinde telaştan aynalı kapıyı görmemişti.Kıtdığı aynanın mahcubiyetini 20  yıl sonra bile dostlarına anlatacaktı.Bu arada yaptığı çello paris heykel müzesinde sergilenmeye değer bulundu.Ne tramvaya nede bilet alacak parası vardı.Bir pazar günü şehrin öbür ucuna yürüdü.Açık pencereden binaya girdi çellosunu gördü.Müzenin o gün ücretsiz gezildiğini çıkarken öğrenecekti...                                                           1933 te yaptığı minyatir kemanla çıraklık diplomasını aldı.Babasına verdiği doğduğu topraklardan asla ayrılmayacağım sözünü tutup İstanbul a döndü.Ailesinin hayatı alt üst olmuştu.Babası işsizdi zaten dört yıl sonra yoksulluk içinde ölecek,hayatı boyunca tutuculardan çektiği halde cemaatin girişimi üzerine cenazesi Ermeni patrikhanesi nce kaşldırılacaktı. NECATİ TOKYAY'LA KEMAN KAVGASI                                                                                                                                          Nigo usta, İlk atölyesini Tünelde Galata mevlevihanesinin bitişiğinde açtı.Kapısındaki keman figürlü siyah cam tabela''Vahakn Nigogosyan Luthier Paristen''yazıyordu.Geniş vitrininde kemanlar asılıydı.10-12 metrekarelik dükkanı ,yerdeki tahta ve taşlarla bir ortaçağ atölyesini andırırdı.Ağırlık olarak keman,viyolonsel tamiri yapardıVahan usta ''benden acele iş istemeyin'' derdi.Nadide çalgıları tamir etme yöntemini bulmak için günlerce düşündüğü olurdu.Yavaş ve çok özenli çalışırdı.Yaptığı onarımın en ufak biz izi kalmazdıkeman üzerinde.İşi temiz,tarifesi yüksekti.                                   Atölyesi İstanbuldaki Müzikçilerin ,müzik sever gençlerin,Konservatuar öğrencilerinin buluştuğu yeriydi.Duvarları enstrumanlarla dolu atölyede büyükçe çerçeveli bir fotoğraf vardı.Thibaud 'nun Öldükten sonra çerçevesine siyah bir kadife geçirildi.Sürekli müzik vardı atölyesinde.Genç çellist ve kemancılara sürekli enstrumanlarını verir,çalmalarını ister,beğenmediğinde hatalarını eleştirirdi.Yıllar sonra işi büyüttüğünde genç dostlarından profesyonel yardım almaya başladı.Kemanlarına müşteri çıktığında çok sevdiği genç dostlarından Yusuf Güler Aksöz'e, Çelloya çıktığındaReşit Erzin'e telefon eder,''müşteri var geç kalma varbet (usta) '' derdi.Sazı onlarla dinletirdi müşterilerine.Müzikseverlerin dükkandaki sohbetleri öğle saatinde çevre restoranlardan söylenen mükellef öğle yemekleri,özenle pişirilmiş kahvelerle devam ederdi. Sadece Muhiddin Sadak gibi klasikçiler değildi müşterisi.Klasik Türk Müziğinin Şerif Muhittin Targan,udi Hırant gibi
ustalarıda uğrardı dükkanıona. Bir seferinde Necati Tokyay'ın tamir için getirdiği kemanı özenle elden geçirmiş,sesini parlaklaştırmıştı Ama tokyay bundan hiç hoşlanmadı .Aralarında çok sert bir tartışma yaşandı. 2.Dünya sayaşında 3 kez askere alınan Nigogosyan ,1943 te terhis olduktan kısa süre sonra Arnavut köy Amerikan Kız Koleji mezunu yaşıtı Alis le evlendi.1946 da ikiz oğulları Aram ve Hayg,6aylıkken dünyaya geldi.Çocuklarını yaşatmayı başardı.Nigogosyan çifti Amerikada eğitimini tamamlayan ikizlerden Aram Siyaset bilimci,Hayg teknisyen oldu.
 
                    KÖPRÜLERİNİN ÜNÜ AVRUPA'YA YAYILDI                                                                                                          1952 de Atölyesini İngiliz Konsolosluğunun karşısına Hacopulos Pasajının yanındaki binada kiraladiği bir daireye taşıdı. Atölyesi eskisi gibi müzikseverlerin uğrak yeriydi .İstanbula gelen ünlü yabancı Virtüözlere çok sevdiği genç konservatuar öğrencisi dostlarına çiçek pasajındaki köftecilerde salaş meyhanelerde yemek ısmarlamayı çok severdi. Ünlü solistler bu yemeklerin lezzetini yıllarca unutamaz.İstanbula her geldiklerin da anlatırlardı.Keman çelloköprülerinin namı avrupaya ulaçmıştı.İstanbul a yolu düşen pierre Fournier Gaspar ,Cassado,Jacgues,thibaud gibi ustalar mutlaka ona uğrar enstrumanlarını bakım yaptırır. köprülerini yeniletirdi Örneğin Pierre ,Fournier bir konserden önce çellosunu düşürmüş köprüsünü kırmış ve ustanın yaptığını öyle bağenmişki onu unutmamıştı. Nigo ustanın en büyük hayali konservatuarın kadrolu enstruman tamircisi olmak burada çalgı yapım atolyelerini kurmak ve öğrenci yetiştirmekti.Emeklilik yıllarını bile planlamıştı . Babasının okuluna vakfedecekti hayatını .İlk ciddi darbeyi Konservatuara Başvurduğunda yedi.Muhittin sadak türkiyenin en iyi keman tamircisiydi .ama sende biliyorsunki sizlere bu görevi veremeyiz demişti. Çok kırılmıştı nıgo usta ardından 1955 teki 6-7 eylül olayları geldi.Boyacı köydeki kardeşine gitmek üzere Şişlideki evinden çıktığı bir son bahar akşamında eşiyle yağmacıların arasına düştü.hemen eve dönüp cama bayrak astılar.Saldırıdan kurtulsalarda yaşadıklarını unutamadılar.Nigo usta fourniere mektup yazdı yurt dışına göçmek istiyorum ne tavsiye edersiniz.                                                                                                                                   İŞİN SIRRI KÖPRÜDE                                                                                                                                                                           Atölye ve ev satıldı 1958 Ağustosunda küçük bir dost gurubu Nigo usta ve ailesini Yeşilköy havalimanından gözyaşlarıyla uğurladı.Faurnier'in referansı ile New York ta Ünlü LÜtiye Rembert Wurlitzerin atölyesinde çalışmaya başladı.Heifetz Piatigorski Casals Sternin enstrumanlarını onaran atölye baş usta Simone Zacconini emrindeki yedi yardımcıdan biriydi.3 İtalyan Birer fransız alman ve ingiliz lüthiyenin arasında ilk aylarda çok zorlık çekti. Müstehzi tavırlara dayanmak zorunda kaldı. Sabahları çantasında beş sandöviçle işe gelmesi gün boyunca bunları yemesi ile alay meselesiydi.Enstruman yapmasına izin verilmiyor nadide çalgılara dokundurulmuyordu.Akşamları evine döner yemekten sonra tezgahını kurar ve uzun zamandır üzerinde çalıştığı çello ile uğraşmaya başlardı.Atölyede tamir yöntemi geliştirmediği çalgıları eve getirdiğinde bütün ailede gerilim yaşanırdı.Çözümü bulana kadar huzursuz dulaşırdı.evde bazen çözümü bulmak için haftalkarca düşünür. tamirat ise bir yada iki yıl sürebilirdi.Nigo usta çözümü bulup rahatladığında ev ahalisi oh buda geçti derdi.1959 da birbiri ardına yaşanan sınav gibi iki olayın ardından prestiji arttı.Aradan bir kaç yıl daha geçti.Yaptığı köprü sayesinde baş usta sacconi ile aynı konuma geldi.Rembert Wurlidzerin elinden çıkma dükkanda özenle saklanan viyolonsel eşiğinin aynısını yapmıştı.Üzerine dükkanın damgasını basmamıştı.Köprüyü nadide bir çalgıya taktı.Patronuna gösterdi neden damgasız diye sorunca patron ben yaptım size sormadan damga vurmak istemedim. dedi.Eşiğin mükemmeliyetini gören Wurlitzer sevgiyle Nigo ustanın sırtını sıvazladı.Sende sacconiye yetiştin. Sonraki yıllarda Nigo ustada genç luthiyeleri yaptıkları köprüye bakarak değerlendirecekti.Atolyedeki italyanlarla arası düzelmişti.Öğle yemeklerinden sonra İstanbul yıllarındaki gibi portatif elektrik ocağını çıkarıp arkadaşlarına türk kahvesi yapardı.Hafta sonlarında hep birlikte amatör balıkcı sacconinin teknesiyle balığa çıkarlardı.Atölyede öğrendiğinden daha fazlasını iş arkadaşlarına öğretti.1968 de Wurlitzer aniden öldü. Atölyenin kapanması gündeme gelince  NİGO usta birikmiş emekli ikramiyesinide birakıp ayrıldı.1969 da Çarnegie Hall un karşısında steinway ,Building'in 11. katında stradivarius studiousu nu aştı tam 16 yıl nadide çalgıları tamir etti.Konsinye bırakılan çok pahalı çalgıları sattı.Kolleksiyonunda ki enstrumanları kiraladı yıllar sonra tek türk öğrencisi Ecevit Tunalıya söylediğine göre meslek hayatı boyunca elinden tam 72 stradivarius geçmişti.Fiyatları 1ile5 milyondolar arasında değişen bu nadide çalgıların yanı sıra Guarnerius Amati gibi ustaların elinden çıkma sayısız çalgıda iz bırakmıştı.Tamir ettiği her değerli çalgının krokisini çizer öküsünü yazar ve arşivlerdi.1973 te Amerikan keman derneğinin Violin Society of America VSA kurucuları arasında yer alan Nigo usta Atölyesini açıp şöhrete kavuştuktan sonra  da karınca gibi çalışmayı sürdürdü.Yardımcıları Charles Rufino Carlos archieri Jim mckean. sonraları çok ünlü olacaklardı hatta mckan Amerikan keman yapımcıları Federasyonu başkanlığını üstlendi. Akşam saat 18:00 de kapıyı kilitler tezgahının başına geçip restorasyon işlerine başlardı.Eşi alis gelip müdahale etmezse gece yarısına kadar çalışırdı.Eve gelse bile yemekten sonra tezgahını açar onarım işlerine devam ederdi.geceyarısına doğru eşiyle taklaşık bir saat yürüyüşe çıkar sonra yatar sabah erkenden kalkardı.tek hobisi uzun yürüyüşler ve eşiyle gittiği konserlerdi.Hayatının en mutlu anları ise her yıl 14 subatta atölyesinde düzenlediği midye dolmalı topikli doğum günleri ve istanbul anılarını anlattığı dost toplantılarıydı.Sigarayı pipoyu istanbulda bırakmıştı.Ama rakıdan vazgeçmemişti.Kadehinden bir yudum alıp arkasına yaslanır çevresindekiler anlamasada sevincini türkçe ifade ederdi iyiki doğmuşuz.                   




 DELİK KEMAN HAYATINI KURTARDI
Nigogosyanın 1958 de Amerikada girdiğiilk iş Casals,Primrose gibi virtüözlerin çalgılarını onaran,yüzbinlerce dolarlık nadide enstrumanlar satan Wurlitzer Atölyesindeydi diğer Luthiyelerin arasında kendini kanıtlaması hiç kolay olmadı.Beklediği fırsat bir yıl sonra ,bir felaketle geldi1985 te yayınlanan From Violin Makingto Müsic:sacconi adlı kitapta öyküyü şöyle anlatıyordu :Alıcısı çıkan nadide bir viyolayı tamir etmem istendi.Yaptığım doğruydu ama çalgının sesi değişmişti.Alıcı bunu fark edince vazgeçti.Üst kapak 7 mm kadar içeri çökmüştü.bunu kaldırınca basınç değişmiş vebu,ses rengini etkilemişti.Alt eşiği yükseltirsem sorun çözülecekti.Bay Wurlitzer e önerimi söyledim.onayını alıp,fikrimi uyguladım.Başarılı olduğumu gören Bay Wurlitzer bu tarihten sonra istediğim gibi çalışmama izin verdi.Zor işlerde danışılmaya başlandı.Tabi bu diğer ustaları rahatsız etti.Çünkü en iyisi 10 yıldır orada çalışıyordu.
   Nigogosyan'ın Wurlitzer Atölyesi'nde baş usta sacconinin yardımcılığına getirilmesini sağlayan,sanatını taçlandıran fırsat,hemen bu olayın ardından geldi.Bu ilginç öyküyü 1969 ta New York ta ziyaretine gelen dostu Ayhan Turan a anlatmıştı.:Bir gün New York un önemli orkestralarından birinin baş kemancısı elindeki milyon dolarlık stradivariusla çıka geldi oğlu bıçakla kemanın arkasında metal para büyüklüğünde bir delik açmıştı bedeli ne olursa olsun tamirini istiyordu.İtalyan ustaların her biri ,Çalgıyı inceledi Delik sesin en çok titrediği yerde yama yapsak şampanya mantarı gibi patlar.tamir olmaz dediler.Acı haberle yıkılan kemancı kutuyu kaparken Nigo usta birde ben bakabilirmiyim diye sordu.Bir hafta zaman istedi. Adam çalgısını umut içinde bırakıp ayrıldı. Nigo usta kemanı evine getirdi.Bir sehpanın üstüne koydu.ve tam bir hafta buyunca saatlerce başında durup ne yapacağını düşündü.Sonunda çözümü buldu kemanı hiç iz bırakmayacak şekilde onardı.ne italyan ustalar nede wurlitzer inanabildi gördüğüne.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hakkımda

Fotoğrafım
İZMİR, KONAK, Türkiye
0 553 289 00 00 www.atolye-f.com

İzleyiciler

Blog Arşivi